Ali Baba etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ali Baba etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Mayıs 2011 Salı

Kral

Dostlarımı görmeyeli uzun zaman oldu
bir sağırlık
haykıramamak
yüreğimin kelepçesi

bedeli ödenmeye çalışılan günahlar
''şiir çalmıştım kahve kokularıyla kavrulmuş
demir bilyeler yutkundum sanki çifte kavrulmuş''

dost kahvesi hatırına
fildişi beyazında fincan kırıkları

az veren candan verirmiş
peki ya kendinden çalan
nereye saklar çaldıklarını

kar beyazında dişlerin çürümeyecek mi ?
çürümez deme
super marketten alınmış diş macunu değil
kara toprak
çürümüşlük yürekte başlarken
belki en son gülüşün sarkar
örümcek yuvası ağzından

Ali Baba ve Kırkharamiler
gözlerim yaşlı
görüyorum
haramiler kırkı çoktan geçti

açıl susam açıl hazinen geldi

deniz ayırıyor iki dağı
dağlanmış yüreğim denizle ayrılmıyor
engin bir mavilikte yüzüyor

işte ıslak bir sonbahar sabahında
rüzgarın gözlerime çam kokusu ekiyor

sevişen bedenler
yorulan yürekler

günbegün gözlerimdeki yataklarda yaltaklanan
tahtına kurulan kurnaz kral

kralın soytarısı

bir zaman bir deniz
ayaklarımın bağı
sevdiğime gittim sevisiz döndüm
köyüme gittim dağsız döndüm

eski dostlar sıralandı hayallerimin yolunda
uzakta bir çoban
yayılmış dağ gibi yeşilliklere kuzularıyla
bir çakal kopardığı yüreği gömüyor
ormanın karanlık kuytularında

uzaklarda bir çığlık
kar gibi
savruluyor rüzgarlarla ormanın üzerine

gün yükselirken adımlarımı salıverdim
senden uzaklara
gece sararken göğü
kuzularımı topladım

çoban krallar

türkü söyledi bir zamanlar

göğümde güneş
adımlarım dik
ekmeğim temiz

E.Özdemir